Wing Chun Hayatımı Nasıl Değiştirdi? | Bir Savunma Sanatı ve Felsefesi

İlk kez 2014 yılında Ip Man filmini izlememle beraber başlayan serüvenin aslında çok daha geride izleri olduğunu bu yazıyı yazmaya karar verdiğimde farkettim. Küçükken bir Cüneyt Arkın hayranıydım. Her filmini izler ve sürekli hayaller kurardım. Kendi kendime karate çalışır, kimseyle kavga etmez ama kavgaya girdiğimde nasıl gerçekleşeceğine dair hayalleri sayısız kez zihnimde döndürürdüm.

Tüm bu noktaların birleştiği an ise 2016 yılında Wing Chun(ving-çun) için bir okul ve eğitmen arayışım oldu. Balıkesir‘de bir spor salonunda eğitim veren Sifu Emrah ile Yakup abi sayesinde tanıştım. Hayatımın çok zorlu ve yorucu bir anında karşıma çıkan bu eğitim ve eğitmen beni bambaşka bir yola sokacaktı.

Hikayeye devam etmeden önce biraz Wing Chun’un tarihinden, felsefesinden ve ben de hayranlık uyandıran kısımlarından bahsedeyim.

Wing Chun bir kadın tarafından geliştirilen ve ismini yine geliştiricisinden alan Kung-Fu ailesine ait bir savunma sanatı. Bir kadının geliştirdiğini hareketlerin estetik ve akıcılığından da anlayabilirsiniz.

IP Man filmleriyle yaygınlaşan bu sanat aslında hepimizin bildiği Bruce Lee’nin de yeteneklerinin temelindeki öğreti. Hatta Bruce Lee Ip Man’in asi ve yerinde duramayan öğrencilerinden.

Teknik terimlere çok girmeden bazı kavramları açıklamam iyi olacaktır. Wing Chun tüm diğer savunma sanatlarında olduğu gibi saygının ön planda olduğu bir alan. Hoca yerine ”Sifu” tabiri kullanılıyor ve anlamı ”baba” demek. Hocaların hocası yerine de ”Sigung” tabiri kullanıyor ve ”dede” demek.

Sifu Emrah, Sigung Salih Avcı, Çok Değerli Abim Yakup

Benim sifum Emrah, sigung’um ise çok değerli Salih Avcı. Salih Avcı, Avcı Wing Tsun kurucusu, kendisini internette araştırabilirsiniz. Almanya, Hollanda, İspanya vb. gibi daha bir çok yerde 100’den fazla okulu ve öğrencileri var. FBI, Alman Özel Kuvvetleri ve Türk polisi dahil bir çok özel birime eğitim veriyor. Ben de 3 öğrenci derecemi onun elinden aldım. İlerlemiş yaşına rağmen inanılmaz atak ve hızlı biri, videolarını izleyince şaşıracaksınız.

Bilirsiniz uzak doğudaki sanatların hepsinin temelde dayandığı felsefeler vardır. Wing Chun’da bu, karşımıza sekiz temel hareket ve bundan türeyen 10 binlerce varyasyon ile çıkıyor. Tıpkı müzikteki notalar gibi bu hareketler. Her bir derece bu 8 temel hareketin ileri versiyonlarını görüyorsunuz.

Bu sebeple 12 öğrenci derecesinden hangisinde olduğundan bağımsız herkes birbiriyle rahatlıkla antreman yapabiliyor. Ayrıca benim de ilerde bahsedeceğim ”wooden dummy” adında tahta bir adam ile de yalnız antremanlar yapmak mümkün. Hem inanılmaz da keyifli.

Bunların yanında benim Avcı sistem ile ilgili hayranlık duyduğum kısımları anlatayım. Salih Avcı Almanya’da yetişen ve büyüyen birisi. Nazi olaylarının yoğun olduğu dönemlerde kendini korumak adına öğrendiği bu sanat belirli bir süre sonra hayatına dönüşmüş.

Geleneksel ile fonksiyoneli bir araya getiren ve Wing Chun’un özünde olmayan ama gerçek dünyada kimsenin sınır tanımadığı yer dövüşünü ve escrimayı -sopa ile dövüş sanatı- da ekleyerek muazzam bir yapı kurmuş Salih hoca.

Escrima ve Ben 🙂

Boks, MMA, BJJ gibi bir çok disiplinde görebileceğiniz teknikleri Avcı Sistem’de geleneksel ile günceli yani fonksiyonelin harmanlanmış şekliyle bulacaksınız.

Bu sebeple yer almaktan çok keyif aldığım ve bir süredir organizasyonlara gidemesem de çok sevdiğim ve 5. öğrenci derecesinde bulunduğum bir sistem.

Derecemi Salih Hoca’dan alırken

Şimdi hikayeye Sifu Emrah ile tanıştığım yerden devam edeyim. Bir eğitmen olmasının ötesinde onunla tanışmak hayatımda psikolojik, ruhsal ve bedensel bir çok gelişime ve değişime ön ayak oldu. Tıpkı filmlerde gördüğünüz gibi bir diyalog vardı aramızda; bizler ona saygı duyan ve her hareketini dikkatle inceleyen öğrencileri, o ise bizi gözeten, eğiten ve geliştiren eğitmen…

Hayatımın en yoğun 2,5 yılını geçirdim sanırım. Haftada 6 gün Wing Chun çalışıyordum. Böyle bir tempo ile gelişip değişmemeniz imkansız zaten. Bu sürede Sifu Emrah’ın beni görevlendirmesi ile onunla beraber kadın ve çocuklara eğitim vermeye başladım. Bir şeyi öğretmek öğrenmenin en iyi yolu malum. İşte bu dönemde Wing Chun konusunda önemli bir mesafe katettiğimi söyleyebilirim.

Bir zamanlar eğitmenken 🙂

Yine hayatın ilginç tesadüflerinden bir tanesi de Emrah hoca’nın sayesinde eşimle tanıştım. Filmlere konu olabilecek derecede güzel bir hikaye ama yeri burası değil:)

Peki şimdi Wing Chun ile ilgili neler yapıyorum?

Açıkcası 2019’da evlendikten sonra Funnel Kafası’nı kurma serüveni çok yoğun ve yorucuydu. Neredeyse 2 yıl hiç spor yapmadım desem yeridir. Ama artık oturduğumuz siteye ait spor salonunda bir ”wooden dummy” ile çalışmalarıma devam ediyorum.

Amacım ömrümün sonuna dek bu disiplini sürdürmek ve hatta eğer isterse oğluma da öğretmek.

Wing Chun’un günlük hayatta da rahatlıkla kullanılabilecek 4 maddelik bir felsefesi var. Şimdi bunları kısaca anlatmaya çalışacağım.

Yol boşsa ilerle: Tıpkı ying-yang simgesi gibi bu sanatta da savunma ile saldırı, yumuşaklık ile sertlik içiçe. Ve bunu yaparken eğer herhangi bir boşluk görürsen bu yoldan gitmen ve sonuca ilerlemen gerektiği anlatılıyor. Mesela rakibin merkez hattında bir açıklık varsa doğrudan yumruk ya da tekme ile bu kanaldan gitmek uygun olacaktır.
Temas kur, yapışık kal: Wing Chun’un en sevdiğim felsefelerinden bir tanesi bu. Eğer temas kurup yapışık kalabilirsen rakibe hamle yapması için mesafe tanımamış ve bunun yanında rahatlıkla kendi yeteneklerini gösterebilirsin.
Gücün karşısında durma: Cüneyt Arkın filmelerinde gördüğünüz kılıç kılıca dakikalarca karşılıklı direnç gösterme maalesef çok makul değil. Gücün karşısında durmadan onu yine rakibe karşı kullanmayı da Wing Chun muazzam aktarıyor.
Kaçanı kovala: Kavgaya karışmak aklı selim insanların en son istediği, ancak zorunda kaldığımızda karşı taraf ile bir kez temas edip yapışık kalmalı. Bunun sonunda da işimizi bitirmeliyiz. Eğer bizden uzaklaşırsa yerden bir cisim alabilir, cebinden bir silah çıkarabilir ve daha tehlikeli bir durumda kalabiliriz. Bu sebeple amaç saniyeler içerisinde gerçekleşen bu tarz durumlarda karşı tarafa hiç müsaade etmeden sonuca gitmek olmalıdır.

Tüm bu prensiplerin iş hayatında da bir karşılığı olduğunu rahatlıkla görebilirsiniz. Çalışma hayatında da eğer piyasada bir boşluk gördüyseniz oradan ilerlemelisiniz. Bir sektör, fırsat ya da bir kişi ile temas kurduğunuzda onunla iletişiminizi sürdürmeniz sizi sonuca götürmede rahat ettirecektir.

Büyük rakiplerin, piyasanın ya da bize güç uygulayan her neyse onun karşısında durmamalı ve bu gücü onlara karşı nasıl kullanacağımızı düşünmeliyiz. Son olarak da bir fırsat gördüysek onun kaçmasına müsaade etmeden peşinden gitmeyi bilmeliyiz.

Şimdi sıra bu sporun bana neler kazandıklarına geldi. Maddeler halinde öğrendiklerimi ve kazanımlarımı açıklamaya çalışacağım.

Sabır ve Sebat: Maalesef günümüzde bir işte sebat etme ve sabır göstererek belki de aynı şeyi yüzlerce kez yapma kabiliyetimizi yitirdik. Ben haftada 6 gün sürekli aynı hareketleri yaparak bu konuda hatrı sayılır bir kazanım elde ettiğimi söyleyebilirim.
Disiplin: ”Disiplin özgürlüktür.” Bir işi devamlı olarak yapacak iradeyi göstermek ve bunu sürdürebilmek hayatın bir çok alanında sizin adınıza pozitif katkı sunuyor. Bu alanda bazen kaytarmalarım olsa da gösterdiğim özveri ve disiplin beni çok tatmin ediyor.
Zindelik: Sanırım bunu detaylı açıklamaya gerek yok. Hareket eden bir insanın günlük yaşam kalitesi ile etmeyen insan arasında çok fark var. Kendi hayatımda bu iki tarafta da bulunduğum için bana kattıklarına minnettarım.
Bakış Açısı: Problemleri, zorlukların karşısındaki tavrımı ve hayata bakışımı çokca etkiledi bu spor. Temelinde yatan felsefe, Sigung Salih Avcı’nın bize öğrettikleri ve örnek oluşu. Neler yapılaceğine dair ufkumu açtı ve ömrümün ilerleyen dönemlerinde olmak istediğim kişiye dair bana çok güzel fikirler verdi.

Şimdilik Wing Chun ile ilgili anlatacaklarım bu kadar. Şimdilerde oturduğum sitenin spor salonunda bir tahta adam ile çalışmalarıma devam ediyor ve tekniğimi geliştirmeye çalışıyorum.

Bunu başka birilerine aktarma ve anlatma isteğim hiç bitmedi. Dediğim gibi belki de sırada oğlum var 🙂

Siz de hayatınıza bu tarz uzun soluklu aktiviteleri katabilirsiniz umarım.

Başka bir yazıda görüşmek üzere 🙂