Bir gün beni gülümseten bir mesaj aldım. Kendisinden çok şey öğrendiğim değerli bir eğitimciye danışmanlık veriyorduk. Bana ulaştı ve şöyle dedi:
— Emre, Ekşi Sözlük’te hakkımda şöyle bir şey yazmışlar, ne yapmam lazım?
İfadeyi birebir yazmayacağım ama şu minvalde bir şeydi: “Eğitimcisin. Bir şeyler öğretmeye çalışıyorsun ama öyle bir hayat yaşıyorsun ki hep verimli, hep düzenli, hep daha iyisine. Biraz bırak, maça git, etkinliklere katıl, hayatını yaşa. Zamanını boşa geçir, ne bileyim, boş bir şeyler yap.”
Okuduğumda ben de sizin gibi gülümsedim 🙂
İnsanlar her şeyi çok iyi yapan, zamanını çok verimli kullanan ve dört dörtlük yaşayan birilerini takip etmek istemiyor. İnsanlar kendi gibi insanları takip edip onlardan öğrenmek istiyorlar.
Ne demek kendi gibi?
İnsan kusurludur, hataları ve iniş-çıkışları vardır. Ne demiş eskiler: ”Beşer şaşar.”
Tıpkı bir sinus eğrisi gibidir yaşam. Zaman yatay eksende akmaya devam ederken inişler ve çıkışlar sürekli olarak hayatımızın içindedir.
Peki yaşam gerçekte böyleyken sosyal medyada nasıl? Her şey çok iyi çok güzel ya da tam tersi, değil mi?
Aslında olması gereken sosyal medyada da bu sinus eğrilerini olduğu gibi sunabilmek.
İşte bu sebeple eğer sosyal medyada insanlarla güçlü bağlar kurmak istiyorsanız yapmanız gereken sinus eğrileriyle dolu çabalarınızı ve ilerleyişinizi insanlara göstermek.
Örneğin bir konu hakkında içerik üretmeye başladınız diyelim. Hem iniş ve çıkışlarınızı paylaşmalı, hem de iyi yaptığınız şeyleri paylaşmalısınız.
Bu sayede sizi takip edenler, “Evet ya, o da benim gibi, benle aynı şeyleri yaşıyor” diyebilir. Bu da aranızdaki bağı daha kuvvetli bir hale getirir.
Özetle, sosyal medyada yaşamımızın tamamını gösteremesek de belli bölümlerindeki sinüs eğrilerini açıklıkla paylaşmamız, kitlemizle bağ kurabilmek ve insanların bizi bir insan olarak görebilmeleri adına çok kıymetlidir.
Zaten doğal olanı da budur. Sinüs eğrisini hayatın kendisi olarak değil de yakınlaştırıp bir günün hatta belki de bir saatin içine bile sığdırabiliriz. Bir saatte bile iniş ve çıkışlarımız bolca olur.
Her kötü an geçecek, tıpkı her güzel anın geçeceği gibi.
— Emre