Merhaba. Ben Emre Doğaner. Bir pazarlamacı olarak yıllarca ürünleri, hizmetleri ve sistemleri pazarladım. Ancak zaman içinde fark ettim ki, asıl değerli olan şey yaklaşımımız — dünyayı görme ve yorumlama biçimimiz.
Hepimiz aynı kalıplarla büyüdük.
İlkokuldan üniversiteye kadar hep aynı şeyi öğrettiler:
“Doğru cevabı bul.”
“Öğretmenin söylediğini tekrar et.”
“Sınırların dışına çıkma.”
Sonra iş dünyasına adım attık ve bize: “Farklı ol” “Öne çık” “İnovatif ol” dediler.
Şimdi bakıyorum da hepimiz:
- Aynı kitapları okuyoruz
- Aynı “guru“ları takip ediyoruz
- Aynı stratejileri uyguluyoruz
- Aynı araçları kullanıyoruz
Ve sonra “neden farklılaşamıyoruz?” diye soruyoruz. Cevap basit: Farklılaşmak için kullandığımız yöntemler bile aynı.
Bize sürekli:
- “En iyi uygulamaları” takip et
- “Kanıtlanmış yöntemleri uygula”
- “Başarı formüllerini kopyala” dediler.
Oysa unuttuğumuz bir şey vardı:
- Her “best practice” bir zamanlar birinin cesur düşünme biçiminin sonucuydu.
- Her “kanıtlanmış yöntem” bir zamanlar denenmemişti.
- Her “başarı formülü” bir zamanlar risk almış birinin eseriydi.
Ve biz ne yaptık?
- Körü körüne bu formülleri uyguladık.
- Her söyleneni sorgulamadan kabul ettik.
- Her trendi düşünmeden takip ettik.
Sonuç kaçınılmazdı:
- Birbirinin aynı ürünler
- Benzer vaatler
- Tekrar eden stratejiler
- Ve giderek artan bir anlamsızlık hissi
Bu sistemin içinde ben de aynı yolu yürüdüm.
Önce mükemmel ürünü aradım. Özellikler ekledim, problemler çözdüm. Ama en iyi ürün bile doğru düşünce sistemi olmadan sıradan kaldı.
Sonra stratejilere yöneldim. Funnel’lar kurdum, sistemler tasarladım. Her biri değerliydi, ama hepsi eksikti.
En son her trendi takip ettim. Her taktiği denedim. Ama hiçbiri kalıcı bir fark yaratmadı.
Ve sonunda kritik gerçeği fark ettim: Etkili eylemler, farklı düşünme biçiminden doğuyor.
Çünkü:
Ürünler kopyalanabilir.
Stratejiler taklit edilebilir.
Taktikler öğrenilebilir.
Ama düşünme biçimimiz?
İşte bu benzersiz.
Bu bize özel.
Ve asıl farkı yaratan da bu.
Bu yolculuk bana gösterdi ki: Gerçek inovasyon, yeni bir ürün yaratmakta değil, Yeni bir düşünme biçimi geliştirmekte.
Artık çok daha net görüyorum: Asıl pazarlamamız gereken şey yaklaşımımız. Çünkü her şey, düşünme biçimimizden doğuyor.
Ürünler, hizmetler, stratejiler… Bunların hepsi düşünce sistemimizin yansımaları. Zihnimizde oluşan yaklaşım, gerçekte ortaya koyduğumuz her şeyi şekillendiriyor.
Şimdi anlıyorum ki:
- Her insan doğuştan bir pazarlamacı
- Her etkileşim bir pazarlama fırsatı
- Her alan, benzersiz yaklaşımımızı gösterme şansı
Artık biliyorum ki: Her başarı, arkasındaki düşünce sisteminin eseri. Her başarısızlık, düşünce sistemindeki bir eksikliğin sonucu.
Bu yüzden artık tek bir sorum var: Önce “Ne yapmalıyım?” değil, “Nasıl düşünmeliyim?”
Sana basit bir şey teklif etmiyorum.
Bir ürün değil.
Bir eğitim paketi değil.
Bir başarı formülü hiç değil.
Seninle yeni bir düşünme yolculuğuna çıkmak istiyorum.
Çünkü biliyorum ki:
- Doğru düşünce sistemi, zayıf stratejiyi bile başarılı kılar.
- Yanlış düşünce sistemi, en iyi stratejiyi bile başarısız yapar.
Bu yolculukta kazanacakların:
- Her probleme özgün yaklaşma becerisi
- Kendi metodolojini oluşturma gücü
- Düşünce sistemini eyleme dönüştürme yeteneği
Öyle bir döneme giriyoruz ki:
- Yapay zeka rutini üstlenecek
- Araçlar süreçleri otomatikleştirecek
- Teknoloji taktiği standartlaştıracak
Ve geriye tek bir şey kalacak: İnsan düşüncesinin benzersizliği.
Yarının kazananları:
- En iyi ürünü yapanlar değil, en iyi düşünenler
- En çok çalışanlar değil, en akıllı yaklaşanlar olacak
Bu bir son değil, bir başlangıç.
Bu manifesto:
Bir pazarlama metni değil.
Bir satış konuşması değil.
Bir motivasyon yazısı değil.
Bu, düşünce sisteminin gücüne inanan birinin geleceğe dair vizyonu.
Artık:
- Ürün ekonomisinden yaklaşım ekonomisine
- Bilgi birikiminden düşünce sistemine
- Taktik odaklılıktan strateji tasarımına geçiyoruz
Eğer sen de:
- Yaklaşımınla fark yaratmak
- Düşünce sistemini geliştirmek
- Geleceği şekillendirmek istiyorsan
Bu yolculukta birlikte yürüyelim.
Çünkü gelecek, düşünce sistemini geliştirenler tarafından şekillendirilecek.
Ve gelecek çoktan başladı.
Yeni yazılarda görüşmek üzere 🙂
— Emre DOĞANER